Fırtınalı Dönem: Ergenlik Dönemi
İnsan gelişim dönemleri içerisinde yer alan, tost dönemi diye adlandırabileceğimiz dönem ergenlik dönemi. Ne tam çocuktur ne de tam yetişkin arada kalmışlığı yaşar ergen. Bu dönemde aileden daha çok ön plana çıkar arkadaşlık. Ergen vereceği kararlarda referans olarak arkadaşlarını tercih eder çoğunlukla. Fırtınalı bir dönem olarak da adlandırdığımız ergenlik döneminde gelişim birden fazla alanda (fiziksel, sosyal, bilişsel, duygusal) hızla kendini gösterir. Fırtınalı dönemin sakinlikle geçmesinde ailede etkili iletişim önemli olmaktadır.
Ergenlikte bireysel farklılıklar söz konusudur, ergenliğin başlangıcı ve bitişi kişiler arasında farklılık gösterir. 12-22 yaşlar arasında süren dönem kültürel özellikler, coğrafya, sosyoekonomik düzey, cinsiyet ve sağlıklı/sağlıksız beslenmeden etkilenir. Kızlar erkeklere göre daha önce ergenliğe girmektedir. Hızlı büyümenin gerçekleştiği bu dönemde sakarlıklar gözlenmektedir. Ergen daha çok kendi fiziksel özellikleri ile ilgilenmektedir, vücutta hızlı bir yağlanma sonucu sivilceler görülmektedir. Ergen ayna karşısında çok vakit geçirmekte ve kendisini diğerlerinden tamamen farklı görmektedir. Ergen hem yalnızlıktan haz duyarken hem de bir gruba ait olmak isteyebilir. Hem bağımsız olmayı isterken hem de yetişkin birine gereksinim duyabilir (Alisinanoğlu, 2002). Erikson kimlik kazanma süreci olarak önemli gördüğü bu dönemi kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası olarak isimlendirmiştir. Ergen için bu dönemde kendini tanıması, meslek ve eş seçimi durumlarına dair beklentilerin oluşması önem kazanmaktadır. Kimlik kazanma sürecini başarıyla gerçekleştiren gencin daha sonraki gelişim dönemlerinde de olumlu bir gelişim göstermesi beklenir. Ergenin kimlik gelişim sürecinde başarıya ulaşamaması rol karmaşası olarak karşımıza çıkar. Ergen başkalarının kendisi hakkında kararları ya da kendisi adına hiçbir şey yapmadan bir karmaşa içerisine girebilir. Zihinsel gelişim açısından daha soyut düşünen ergen kendi dışındaki insanların da düşüncelerini çocukluğa oranla daha iyi anlamaya başlar. Ailenin gencin bu durumunu göz önünde bulundurarak ona bir birey olarak davranmaları ve düşünce-duygularını önemsemeleri beklenir.
Genç ve aile iletişiminde önemli noktalar:
1. Anne-babanın kendi aralarında sağlıklı iletişim kuruyor olması ailede etkili iletişimin temelini oluşturur.
2. Anne-babanın ortak tutum benimsemesi tutarlı olmalarını sağladığı gibi aile içi çatışmaların yaşanmasını da en aza indirger.
3. Gelişim dönemi özelliklerini bilmek anne-babanın çocuklarına daha bilinçli yaklaşmasını sağlar ve sorunlar karşısında etkili çözümler sunmayı kolaylaştırır.
4. Ergene davranış konusunda tutarlı bir tutumla yaklaşmak ve bir birey olduğu noktasında tutumları belirlemek ergenle sağlıklı iletişimi kolaylaştırır.
5. Ergenin kendini rahatlıkla ifade edebildiği bir aile ortamında ergen kendisini ailesinin bir parçası hisseder ve değer gördüğü ortamda sağlıklı iletişim kurmaya başlar.
6. Topluma/gruba ait hissetme ihtiyacı hisseden ergen benimsediği grubun özellikleri ile yol almak ister. Ailenin bu durumdaki baskı ile yaklaşımı aile içi kopukluklara sebebiyet verebilir. Aile bireyleri otoriter tutumdan ziyade ergenin de görüşünü önemseyen daha anlayışı daha hoşgörülü daha demokratik bir tutum sergilemelidir.
7. Duygusal iniş-çıkışlar yaşayan ergene bu dönemde ayna olmak, duygularını anladığımızı hissetmek ve yanında olmak sağlıklı iletişimin bir parçasıdır.
8. Anne-baba geribildirim verirken gencin kişiliğine değil davranışları üzerinden geribildirimde bulunması kendisinden istenilenler konusunda gencin hareket etmesini kolaylaştırır. “Hep geç kalıyorsun.” yerine “Kahvaltıya katılıyor olman ve odanı toplamana sevindim. Fakat bugün ki geç kalma davranışın sonucu trafiğe kaldık ve hem sen okula hem ben işe geciktim. Geç kalmamak konusunda daha erken kalkarak bana yardımcı olmak ister misin?” demek gençten beklentiler hususunda daha somut adım olur. Gence olumlu, istenenin vurgusu olumlu özelliklerin gelişmesini sağlar.
9. Ailelerin öğüt vermekten uzak durup daha çok gencin ne hissettiği, ne düşündüğü, neye ihtiyacı olduğu konusunda dinlemeye hazır olmaları ve aile bireylerinin de kendi duygu düşüncelerini samimi şekilde suçlayıcı olmadan ifade etmeleri aradaki aile bağlarını sağlamlaştırır.
10. Ergenlik döneminde özgüven gelişimi önem arz eder. Genç daha önce denemediği şeyleri deneyebilir. “Bana bir şey olmaz.” diyerek riskli davranışlarda bulunabilir. Özgüven gelişimine hizmet etmesi anlamında ve riskli davranışlara karşı tedbiren gencin yapabileceği alanlarda sorumluklar vermek gencin değerli olduğu duygusunu yaşamasına fırsat verir. Yapılan davranışlar sonucu beyin fırtınası tekniğiyle gençle bu davranışların olası sonuçları hakkında tartışmak riskli davranışlara yönelmesini engelleyebilir.
11. Evde herkesi ilgilendiren kararlarda gence söz hakkı vermek aidiyet hissi kazandırır ve gencin özerklik kazanmasına yardımcı olur.
12. Ebeveynlerin karşı cins ile kurulan iletişim konusunda ergenin bu dönemdeki yaşanan yoğun duyguların normal olduğunun vurgusu ve duygusal iniş çıkışlar yaşamanın bu dönemin getirisi olduğunu, mantıkla hareket etmenin daha sağlam olduğu noktasında bilgilendirmeler gencin sağlıklı iletişim kurmasını kolaylaştırır.
13. Her ne olursa olsun gencin yanında olduğunu hissettiren ailelerde büyüyen gençler hata yapma toleransı ve bunu düzeltme şansının olacağını bildiği için bilişsel açıdan daha esnek, ruhsal açıdan daha sağlıklı bir gelişim gösterir. En önemlisi de bir gruba aitliğin ön plana çıktığı bu dönemde genç ailesine ait hisseder.
Alisinanoğlu, F. (2002). Gençlik dönemi özellikleri ve genç anne-baba iletişimi. Eğitim ve bilim, 27(123).
Kızılcahamam Toki Anadolu İmam Hatip Lisesi
Okul Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisi
Adres:
İsmetpaşa Mah. Rıza DOĞAN Cad. TOKİ Blokları Yanı No14/1 Kızılcahamam/ANKARA
Telefon
0312 736 2018